hasetlik mode on

tatil moduna öyle bir girdim ki evde yemek yapmıyorum, alış veriş yapmıyorum, kahvaltılık bile bitti ve daha gitmeme de var yani. nasıl ihtiyacım var ise tatile, delirmeye şimdiden başladım. aşırı motiveyim tatil için. iş filan yapmıyorum mesela ofiste de. temel işler okey gerisi tatilden sonra. sanırım bunun bir sebebi de benim gidemediğim ve hayatımı heder eden kız arkadaşlarımın hepsinin gittiği atina düğünü. aşırılar aşırısı orada olmak isterdim. yalan yok. azıcık hasetlendim ve hatta bir ara bloglamayı bile düşündüm onları sosyal medyadan. fakat o zaman da gündemden iyice uzak kalacağım diye vazgeçtim. memleket meselelerinden de uzak durdum, kendimi kitaba diziye verdim ama yine de atina’da olmayı çok istedim. planlarım dahilinde yeni yıla orada girmek var. kendimi sürekli atina uçağında ve akropolis’de hayal ediyorum. çünkü hayal edersek olur bence. vize ile ilgili son zamanlarda kötü kötü hikayeler duyuyorum ama olsun. vize olayına da bir kıl oluyorum ki amaaan! sinir basıyor hatta.

sınırmış vizeymiş ne saçma şeyler yahu. o ilk çiti kim çekti, ilk burası benim diyen kim ise işte o hayatımızı s….ti. özür dilerim ama öyle. sınır çek, paralı yap, kafana göre geçişe izni ver. bu konuya fazla girmeyeceğim sarsılıyorum. neticede sınır saçma!

size de oluyor mu bazen bir takım şeylerin cılkını çıkarma? (aslında daha kaba tabir edecektim ama yukarıda küfür ima ettiğim için yazmadım, gönlümden geçen cılk kelimesi değil) mesela sürekli kitap okuma isteği? dizi izlemeden, film izlemeden, uyumadan filan sürekli kitap okumak. bazen de sadece film izlemek, bazen dizi izlemek, hep ayran içmek mesela, ya da her akşam humus yapıp yemek… son ikisi olmuyor olabilir ama konuyu anladın. takılıyorum ben. sen de takılıyor musun? bu aralar sürekli kitap okuma isteğim var. normalde de severim kitap okumayı ama takıntım kitap oldu demek bu aralar. bir arada pizza yemeğe sarmıştım. iki günde bir pizza yiyordum ki ben dışarıdan yemek yemeği hiç sevmem.  lütfen sana da olsun bu saçma durum. kendimi yalnız hissetmiyeyim.

kıllıyı teyzesine bıraktım geçen hafta. akşamlarım o yüzden aşırı boş. çocuk nasıl dolduruyordu ki akşamları diye düşündüm, sokaklarda sürtüyorduk. çünkü çiştir kakadır mesaisi var. şimdi eve giriyorum, kendimi duşa atıyorum ve sonra alıyorum elime kitabı, müzik bile açmıyorum hava kararana kadar okuyorum. şahane zevk alıyorum bundan.

en en sevdiğim yutubırın linkini de şuraya iliştirmek istiyorum. çünkü bazen de buna sarıyorum delicesine izlemek istiyorum sürekli sürekliiiii.

 

takıntılarımızla da kendimizi sevebiliriz. ben seviyorum. rutinlerimi, takıntılarımı, olduğum her şeyi seviyorum.

 

öptüm kib bay

 

 

 

“hasetlik mode on” için 4 yorum

  1. Bana da oluyor 😀 Bir süredir öğlenleri şu yuvarlak pirinç patlaklarından yiyip yanında ayran içiyorum, her öğlen. Sanırım 3 hafta filan oldu. Bok gibi de bir şey aslında, çok tuzlu, niye duramıyorum bilmiyorum.
    Bir süre de fıstık ezmesiyle yaşamıştım 😀

    Beğen

Yorum bırakın